Sultan Pınarı Efsanesi

Sultan Pınarı Efsanesi

Sultan Pınarı, Salda Gölü kenarında yıllardır suyunun kesilmeden aktığı bir çeşmedir. Konumu itibariyle bu çeşmenin burada bulunması, çevresindeki alanın da Sultan Pınarı olarak anılmasına sebep olmuştur. Konum olarak Denizli-Yeşilova kara yolu üzerindedir ve Yeşilova ilçesine uzaklığı yaklaşık 5 km’dir.

Bu yazımızda Salda Gölü kenarında bulunan ve tarihsel öneme sahip Sultan Pınarı Çeşmesi hakkındaki efsanelerden bahsedeceğiz. Alan hakkında kısa bir bilgilendirme sonrası efsanelerden bahsedelim.

Sultan Pınarı çeşmenin suyu yaklaşık 1500 metreye varan rakımlı Eşeler Yaylasından geliyor. Özellikle bu alanda sıcak yaz aylarında bile buz gibi, temiz ve doğal suyu burada bulabilirsiniz. Hatta öyle ki yöre halkı özellikle buradan su doldurup evlerine götürüyorlar. Bu sudan içip, bu sudan çay demliyor. Sizlere de tavsiyemiz Salda Gölü ziyaretinizde bu suyun tadını test etmeniz. Memnun kalacağınızı düşünüyoruz.

Bu alan yıllarca ziyaretçilere farklı amaçlarla hizmet etti. Özellikle yaşı ilerlemiş yöre halkının söylediğinize göre 1960’lı yıllarda burada su değirmeni varmış. Daha sonraki dönemlerde buraya dinlenme tesisi kurulmuş. Uzun yıllar bu şekilde hizmet verdikten sonra geçtiğimiz yıl yapılan depreme dayanıklılık testinde çürük raporu verilerek yıkım kararı alındı ve işletme boşaltılarak yıkıldı. Yıkım kararı sonrası bu alanın nasıl şekilleceğini hep birlikte göreceğiz.

Sultan Pınarı, Salda Gölü ve yöre halkı için simgesel ve tarihi bir öneme haiz bir alandır. Bu alanın Sultan Pınarı olarak anılması hakkında bir kaç efsane vardır. Bu efsanelerden iki tanesini sizlere sunacağız.

1. Efsaneye göre; Bu bölge Malazgirt Savaşından sonra Türklerin eline geçmiştir. O tarihlerde Bizanslılar ile bu bölgede yaşayan Türkmenler arasında bazı çatışmalar yaşanmıştır. 1200’lü yıllarda Alman İmparatoru Frederik Barbaros Haçlı ordusunun başında buraya kadar gelmiş ve topladığı askerlerle Türk hududuna saldırmıştır. Türk ordusunun başındaki Abdi Bey burada düşmanı bozguna uğratmıştır. Yaralanan Abdi Bey Sultan Pınarında tedaviye alınmıştır. Abdi Bey’in büyük cesaretini ödüllendirmek için Sultanlık unvanı bu alanda verilmiştir. Bu zamandan sonra burası “Sultan Pınarı” olarak anılmaya başlanmıştır.
   
2. Efsaneye göre; Osmanlı paşalarından birisi “Köpekbeli Savaşı” sırasında yaralanır. O paşadan yaşamaz diye umut kesilir. Salda Gölü kenarında bulunan bu alana getirilir. Ölecek diye bırakılan Paşa, rivayete göre, bu suyla yaralarını sarıp, iyileşir ve yaşamına devam eder. Ondan sonraki süreçte Sultan’ı ziyarete gidenler; “Sultanın yanına su içmeye gidiyoruz” diye diye buranın adı Sultan Pınarı olmuştur. O vakitten sonra bu çeşmenin suyunun dertlere deva, şifa kaynağı olduğuna inanılmıştır. Sultan Pınarı’nın suyu bu bölgede halen şifalı su olarak biliniyor. Hastalar şifa bulmak için bu sudan içmektedir. Hatta öyle ki Sultan Pınarı hala düğün mesarimlerinin nihai noktası halinde. Gelinler buraya getirilip damat allı duvağını Sultan Pınarında açar ve avucunda geline su içirir. Bu şekilde evin huzurlu bereketli olacağına inanılır. Bu gelenek halen devam ediyor.